“Mader'ın kerhane semtindeki evinin içinden bir ses gelmiyor. Baz tekrar zile basıyor. Ses yok Gel," diyor Baz, sinirle,
"Gel de kapıyı aç Mader, hayatımın kapısını aç, gel...”
“Siyah gözlerinde güzel bir derinlik ve dingin bir ifade var. Gözleri iki iri, siyah üzüm tanesine benziyor. Yüzü biçimli ve durgun. Bakışları kendine güvenen, kibirli, bilgili insanlarınki gibi. Bir iki tutam saç, geniş alnını bir tablo gibi süslüyor”
“Aşk," diyor oturur oturmaz, "aşk... aşktan söz ediyorsunuz. Tarihin sisi dumanı içinde kalmış birinin aşkından. Aşktan söz edip tarihe sığınıyorsunuz...”
“Gereken her şeyi söyledim," diyor yazar, zarif, dingin, saygılı ve derin bir sesle, "son sözünüzden önce benim diyeceğim son şey de şu; kimse sözleri ve düşünceleri nedeniyle zindanlara atılmamalı, cezalandırılmamalıdır...”